Mai Masri, Esenler Film Festivali’nde sinemaseverlerle buluştu
Orta Doğu film endüstrisinin öncü isimleri arasında yer alan yönetmen ve yapımcı Mai Masri, 4. Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen “Ustalık Dersi” etkinliğinde sinemaseverlerle bir araya geldi.
Uluslararası alanda 60’ın üzerinde ödüle sahip Masri, etkinlikte kariyerini ve Filistin’in sinemadaki varoluşunu anlattı.
Moderatörlüğünü yönetmen Belkıs Bayrak’ın yaptığı etkinlikte Masri, ilk filmini savaş zamanında çektiğini belirterek, “Eşimle birbirimize destek olduk. Farklı dönemlerde Beyrut ile alakalı birkaç film çektik. Kadın ve çocuk odaklı filmler yaptım. Filmlerimin birçoğu belgesel temalı oldu. İlk tecrübem, savaş zamanında çektiğim filmdi. Bu dönem de çok şey öğrendim. Beni insani düzeyde çok daha güçlü bir insan yaptı. Zor zamanlarda belgesel çektim. Sokağa çıkma yasağı olduğu zamanlar.” diye konuştu.
“Filistinlilerin hikayelerinin nasıl aktarıldığını görmek ilgi çekici”
Masri, belgeselde, yaşanan şeyleri olduğu gibi göstermeyi ve çekilen kişilerin perspektifinden olaylara bakmayı önemsediğini dile getirerek, “Bir belgeselimde de çocukların gözünden görebilmek için kamerayı onların eline verdim. Bu benim için çok heyecan vericiydi. Filistinli insanların jenerasyondan jenerasyona hikayelerinin nasıl aktarıldığını görmek gerçekten ilgi çekici.” ifadelerini kullandı.
Savaş ortamını anlatırken yaşadığı tecrübeleri de aktaran Masri, şunları kaydetti:
“Bu zorlu anları aktarmak, işin en zor kısmı. Siz de gerçekliğin bir parçasısınız ama aynı zamanda aranıza bir duvar koymak zorundasınız. Çok fazla dramatize etmemelisiniz. Çünkü kendi içinde çok dramatik bir olay. Aynı anda birden fazla şeyi düşünmek durumundasınız. İçerdesiniz ama aynı zamanda dışarıdasınız da. Zorluk işin bu kısmında. Onlara hem yakın olup güven duymasını sağlamalı, aynı zamanda uzak durarak da onu sinematik ortama doğru bir şekilde sunmalısınız. Müthiş bir denge işi. Filmi çekerken insanlığınızı da korumanız gerekiyor. Bir sorumluluğunuz var, filmi çekip gidemezsiniz. Bu, değerlerinizle de alakalı. İki gazeteci ve tiyatro yazarı, gençlik ve orada yaşayan çocuklar hakkında bir oyun yazıyordu. Bombardıman yaşanırken bir komedi oyunu yazarak insanları güldürmeye çalışmaktı. Bu bir direniş şekli aslında. Önemli olan insanlığı ve umudu aşılayabilmek.”
“Kadınların farklı bir iç görüşü ve bakışı var”
Sinemada kadınların yeri ve önemi hakkındaki görüşlerini anlatan ünlü yönetmen, “Kadınların farklı bir iç görüşü ve bakışı var. Detaylara odaklanabiliyor, çok farklı yaklaşıyoruz. İnsan hikayelerini anlatmakta başarılıyız. Film yapımcılarının birçoğu da kadın. Filistin’de, Lübnan’da, Tunus’ta filmlerin yüzde 50’si kadınlar tarafından çekiliyor.” ifadelerini kullandı.
Mai Masri, sinema kariyerine 1987’de yönetmenliğini yaptığı “Wild Flowers: Women of South Lebanon” belgeseliyle başladı.
“Suspended Dreams”, “Children of Shatila” ve “Of Dreams and Fears” belgeselleriyle de ödül alan Masri, ilk uzun metrajlı filmi “3000 Nights”ı 2015’te çekti.