Ekrem İmamoğlu’nun bilirkişi davasında karar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik düzenlenen operasyonla 23 Mart’ta tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 27 Ocak’ta Saraçhane’de düzenlediği “Turpun Büyüğü” başlıklı basın toplantısında bilirkişi S.B. hakkındaki sözleri nedeniyle “bilirkişi ve tanığı etkilemeye teşebbüs” ile “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlarından açılan davada, ikinci duruşma başladı.

KİMLER KATILDI

Duruşmaya İmamoğlu’nun annesi Havva, babası Hasan İmamoğlu, eşi Dilek Kaya İmamoğlu ve oğlu Selim İmamoğlu katıldı.

İMAMOĞLU’NUN SAVUNMASI

Ekrem İmamoğlu’nun avukatlığını Avukat Hasan Fehmi Demir, Avukat Fikret İlkiz ve Avukat Tora Pekin üstlendi. Hakim İmamoğlu’na “Sabıkanız var mı” diye sordu İmamoğlu, “yok Allah’a şükür” yanıtını verdi. İddianame okunduktan sonra İmamoğlu savunma yaptı. İmamoğlu’nun savunması şöyle:

“Burada kendi davamı savunurken kalbim başka yerlerde. Gazze için yardıma giden cesur insanların filosuyla beraberdir. Bu tüm dünyanın insanlık onurunu koruma mücadelesidir. Bu ay bereketli bir ay. Çalışma arkadaşlarım İstanbul’da yirmiye yakın kreş, kavşaklar, arıtma tesisleri vs açıyorlar. Toplam ortaya koyduğumuz bütçe 150 milyar lirayı aşmaktadır. Bu sosyal belediyeciliğin en net tezahürüdür.

İstanbul Büyükşehirde de daha önceki belediye görevlerimde de birlik ve beraberlik için devletin her kademesini davet etmişizdir. Elazığ’daki okul açılışına hiçbir devlet görevlisi gelemedi. Beylikdüzü’nde okul açtım, gelemediler. Cami açtık, imam gelemedi. Bir kere mevlüt okundu, adamı sürdüler. Bugün mahkemedeyim, hakim burada. Bilirkişi şu anda hayatımızın her alanında yer alıyor. Yine bir telaş var. Savcılık başka bir suçlamayı niye bu iddianameye ekleme ihtiyacı hissediyor. Alınganlık davasının iddianamesinin bilirkişilik mevzusu ile ne ilgisi var? Savcı bilirkişi işini neden panelde anında açılan soruşturmaya bağlamaya çalışıyor? Bu iddialar nasıl kaleme alınabiliyor, nasıl yazılabiliyor?

Adalet Bakanı bir partinin ilçe binası önünde demeç veriyor ama ben etkilemişim. Ve diyor ki bunlar mı Türkiye’yi yönetecek? Mensubu olduğu parti lehine etkilemek. Nasıl hakkımı aradığımı Allah da biliyor, milletimiz de. Bilirkişiyi ve bilirkişi raporlarını eleştirmeye ilişkin bir engel yok. Benim bilirkişiyi eleştirmemi suç kabul etmiş. Doğruyu söyleseniz de eleştiri yapamazsınız, bunu suç kabul ederiz demişler. Bu benim konumum gereği millete verdiğim sözdür, vazifemdir, nokta. 11 aydır maruz kaldığımız saldırılarla, 19 Mart itibariyle yürütülen süreçle, Turpun Büyüğü, Ahtapotun Kolları diyerek daha soruşturma yokken suçlu ilan edenler ile karşı karşıyayız.

Bir Başkan Rahip Branson’u bırakacaksınız dedim bıraktılar dedi. Asıl bu yargıya müdahaledir. Saldırıyorlar, saldırsınlar. Korkmayacağız. Bu millet cesurdur. Zulümle kurulan her düzen yıkıldı, bu da yıkılacak. Tarihin doğru tarafında duruyorum. 86 milyon yurttaşımızı tarihin doğru tarafında durmaya davet ediyorum. Hukukun olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Bilirkişi davasıymış, hadi oradan.

Daha önce başvurulmuş çokça mahkemece hakimlerin reddettiği kayyum atanması talebini bir mahkeme kabul ediyor. Siyasi güdümlü harekete geçiliyor. Giden yine herkesin cebinden gidiyor. İki gün önce yine sefil bir karar. Utanıyorum. İcra memurlarının hali ortadaydı. Bu ülkeyi nasıl bu hale getirirsiniz? Ahmak davası, Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak koymak için bir dava olacak. Peşinde koşacaksınız. Diplomamı iptal etmek için kendilerini paralıyorlar.

Ahmak davası, Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak koymak için bir dava olacak. Peşinde koşacaksınız. Diplomamı iptal etmek için kendilerini paralıyorlar. 18 yaşındaki Ekrem’e bile güçleri yetmiyor. 18 yaşındaki Ekrem cumhurbaşkanı olacakmış. Annem anlamadı, onlar anladı. Annem de ilk defa duruşmaya geldi. Beni insanlar çok seviyor. Bu akıl 2019’da sevgi pıtırcığı diye dalga geçti benimle. Sevgiyi bilmiyorlar, gayeleri düşman yaratmak.

Şimdi bir de çirkin davası. Bir siyasetçi sırıtarak bana fuarda laf atıyor. Bana terörist muamelesi yapmaya çalışıyor. Ona öyle öğretilmiş, her yol mübah demişler. Ben kendisine ne demişim? Kürsüye çıktığında kendinden olmayan herkese hakaret etmeye alışmış olan bir kişi siyaset yapacak, ben yapamayacağım öyle mi? Devre arası hakem değiştirir gibi dava arası hakim değiştirmeler, heyet değiştirmeler. Yaptıkları ve yaşattıkları her şeye rağmen biz adil olmaya devam edeceğiz.

Ahmak davasında hakim sürüldü. İBB’de AKP’nin grup başkanvekili aynen şunu söyledi: ‘sürdüğümüzü birazdan açıklayacağım’… Diploma idare davası. Yine heyetten iki kişinin yeri değişiyor. Büyükçekmece davası, hakim 4 celsedir mütalaa bekliyor, savcı vermiyor. 4. celse sonunda hakimin yeri değişiyor.

Beni bu noktaya getiren süreç sadece bir bireyin adalet arayışı değildir. Bu dava ve diğerleri temel hak ve özgürlükler mücadelesidir. Bu yapılanlar Türkiye’nin demokratik yapısına tehdittir. Ülkemiz yıllardır yargının siyasetin bir aracı haline gelmesini izliyor. Baskılar, yer değiştirmeler, her yerde aynı kişiler. 17 Ocak’ta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı şu açıklamayı yapıyor “Daha turpların büyüğü heybede”. Masumiyet karinesini yerle bir eden bu ağır suçlamaya karşı ifade özgürlüğümü kullandım ve açıklama yaptım. Hukukun üstünlüğünde dünyada 117. Sırada, Avrupa’da sondayız Hepimizin vazifesi bunu sorgulamaktır. Biz bu mücadelemizi geleceğimiz için, çocuklarımız için veriyoruz. Bir kişinin iki dudağı arasında bir devlet olmaz. Bunun sonucu ağırdır. Bilirkişi olayına benziyor. Ben her şeyi bilirim anlayışı. Bu milletin karakteri var, ben ezelden beri hür yaşadım der.

Attığımız her adıma, her hizmete sakıncalı bakan bu anlayışa göre biz suç işliyoruz. Bu parti devleti anlayışı. İktidarı demokratik yollardan değiştirme suçu işliyoruz. Onun için buradayız. Bir bilirkişi, nasıl bir bilirkişi ki adı hep bizim davalarda geçiyor? Biz yapılan yanlışları ortaya çıkardığımız için buradayız, Silivri’deyiz. Ekrem İmamoğlu isminden korkuyorlar, bizi tehdit olarak görüyorlar. Asıl olarak milletin iktidarından korkuyorlar.

Evet, onların verdiği zarara karşı en büyük tehdit biziz. Bu yolda yürüyecek olan millettir diyoruz millet. Türkiye’de meclis güçsüzleştirilmiştir, milletten uzak bir külliyede alınan kararlar ülkenin kaderinin tayin etmeye başlamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti milletimize aittir. Günahları olanlar korkarlar, ben korkmuyorum. Kimin rekabetten kaçtığını milletimiz görüyor. Milleti akılsız zannedenler çok büyük bir yanılgı içerisindeler. Ben aziz milletimize sesleniyorum, adalet yoksa kanunlar uygulanmıyorsa hangi barışı sağlayacağız? Korkuyla mı, tehditle mi? Okyanus ötesindeki bir ülkeyle mi? AİHM kararlarını, AYM kararlarını niye tanımıyorsunuz? Milletin sandığıyla kutsal oyuyla derdiniz nedir?

Demokrasi, kardeşlik dayanışma kelimelerinden nefret ediyorlar. Yaş ortalamamız 34, Türkiye genç. Ama üretemiyor. Gençlerimiz size inanmıyor. Halkla temas kurduğunuz an yok. Artık değişme zamanı geldi, millet gelecek bu tek kişilik sistem tıpış tıpış gidecek. Barış umutlarını kendi iktidarı için yıpratan, yalnızca iktidarı için yaşayan bir ruh hali istemem. Milletle yürüdüğümüz hedef nettir, önce adalet önce hürriyet. Bu sözler onların kulaklarında çınlayacak. O da “Her şey çok güzel olacak”

MEHMET PEHLİVAN’IN DURUŞMAYA KATILMASI TALEP EDİLDİ

İmamoğlu’nun tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan’ın duruşmaya katılması talep edildi. İmamoğlu Müdafii Av. Hasan Fehmi Demir, “Sorguya bu aşamada ekleyeceğimiz husus yoktur. Delillerle ilgili talebimiz olacak. Öncelikle tutuklu meslektaşımız Av. Mehmet Pehlivan’ın katılma talebi vardı. Ara karar oluşturulmasını talep ederim” dedi.

Hakim, “Başka beyanınız var mı?” sorusu yöneltti. Demir, “Var, buradaki yargılama aleniyeti ihlal ediyor. Müvekkil söz konusu açıklamada adı geçen bilirkişinin 24 ayrı dosyada görev almasını söylüyor, kamuoyunu bilgilendirmeye yöneliktir, ifade özgürlüğünün kullanılmasıdır. Müvekkil görev olarak bir basın açıklaması göstermiştir. Bilirkişi S.B. dosyada dinlenmemiştir. Başka bir dosyadaki ifadesi alınıp, bu dosya içerisine alınmıştır. CMK usullerine aykırıdır, mahkemede dinlenmesini talep ederiz. Savcılık lehe delilleri de toplamamıştır. Dosyayla ilgisi olmayan bilgilere iddianamede yer vermiştir” ifadelerini kullandı.

DAVADA KARAR ÇIKTI

İmamoğlu’nun davası 12 Aralık’a ertelendi.

İLK DURUŞMAYA KATILMAMIŞTI

Davanın 12 Haziran’da planlanan ilk duruşması, son anda Çağlayan’dan Silivri Cezaevi yerleşkesindeki duruşma salonuna taşınmıştı. Bu keyfi değişikliğe tepki gösteren İmamoğlu ve avukatları, kararı protesto ederek duruşmaya katılmamışlardı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir