İktidarın Hukuk ve Demokrasi Dışı Baskısı Yeniden Seçimi Garanti Etmez

Ülkemizin siyasi tarihinde, iktidarın demokratik kurallara ve hukuka aykırı baskılarıyla tekrar seçim kazanması normal koşullarda mümkün değildir. Geçmişte halkın desteğini arkasına almayan iktidarlar, genellikle kısa süre içinde değişime uğramıştır.

Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve tutuklanmasıyla başlayan süreç, muhalefetin güçlendiğini göstermektedir. Halkın çoğunluğu, İmamoğlu’nun tutuklanmasının hukuki değil siyasi bir hareket olduğunu düşünmekte ve iktidarın seçimdeki rakiplerini saf dışı bırakmak amacıyla bu yolu seçtiğine inanmaktadır.

İktidarın uyguladığı baskı politikaları beklenen sonuçları vermemiştir. CHP’nin iç çekişmelere ve bölünmelere sürüklenmesi beklentisi boşa çıkmıştır. Tam aksine, CHP bu süreçten daha da güçlenerek çıkmıştır.

İktidarın hamlesi, CHP’yi birleştirmiş ve güçlendirmiştir. Partinin üye sayısı hızla artmaktadır. Sadece CHP üyeleri değil, iktidardan rahatsız olan farklı muhalif kesimler, gençler, kadınlar ve üniversite öğrencileri de tek vücut olarak bir araya gelmiştir.

Anketler, iktidara olan desteğin azaldığını göstermektedir. CHP ise demokrasi, laiklik, hukukun üstünlüğü ve anayasal haklara sahip çıkarak Atatürk’ün izinden gitmektedir.

CHP’nin seçtiği miting yerleri, önemli mesajlar içermektedir. Şişli ve Samsun’un seçilmesi, tarihi bir anlam taşımaktadır. CHP, Atatürk’ün yolunda ilerlemekte ve demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini yeniden tesis etmeyi hedeflemektedir.

CHP’nin güçlenen destekle etkili bir muhalefet yürüttüğü bir dönemde, iktidar demokrasi ve hukuku kısıtlamakla meşguldür. Anayasal haklarını kullanan gençler, gözaltına alınmakta ve hapis cezası talep edilmektedir. Bu uygulamalarla iktidarın başarılı olması mümkün değildir.

Demokratik hukuk devletlerinde yer almayan bu tür uygulamalar, çıkmaz bir yoldur.