Antioksidan denince akla ilk o gelir! İşte glutatyonun özellikleri ve faydaları…

Glutatyon, vücutta doğal olarak bulunan bir antioksidan moleküldür. Hücrelerin içinde bulunan bir tripeptit olan glutatyon, glisin, glutamik asit ve sistein amino asitlerinden oluşur. Glutatyon, hücrelerin normal fonksiyonlarını sürdürebilmeleri için önemli bir rol oynar. Başka bir değişle vücut sağlığı için oldukça önemli bir moleküldür. Ancak günümüzde pek çok insanda glutatyon seviyeleri düşüktür. Peki glutatyon nedir, hangi besinlerde bulunur? İşte glutatyonun özellikleri ve faydaları…

Göz Atın

Yağ yakımında on kat daha fazla etki yaratıyor! İşte Hindistan cevizi sirkesinin faydaları…

Evinizde bembeyaz dişlere kavuşun! İşte evde pratik 5 diş beyazlatma yöntemi…

GLUTATYON NEDİR?

Glutatyon, hücrelerde üretilen bir antioksidandır. Büyük ölçüde üç amino asitten oluşur: Glutamin, glisin ve sistein. Vücuttaki glutatyon seviyeleri, yetersiz beslenme, çevresel toksinler ve stres gibi bir dizi faktör tarafından azaltılabilir. Seviyeleri de yaşla birlikte düşer. Bu nedenle yaş ilerledikçe glutatyon miktarının da artması önem taşır.

GLUTATYON NE İŞE YARAR?

Glutatyon molekülü, yapısındaki sistein amino asidi sayesinde reaktif oksijen radikallerini bağlayarak zararlı etkilerini doku düzeyinde sonlandıran ve vücuttan uzaklaştırılmalarını sağlayan antioksidanların başında gelir. Yine benzer mekanizmayla glutatyon, reaktif oksijen radikallerini metabolize ederek ortadan kaldıran enzimlerin yenilenmelerini sağlayarak daha etkin şekilde mücadele etmelerini kolaylaştırır. Bu bakımdan glutatyon molekülü vücudun sağlığını korumasında oldukça önemli görevler üstlenir.

GLUTATYON MİKTARI NEDEN AZALIR?

Vücutta glutatyonun azalmasına ise pek çok farklı faktör neden olabiliyor.

Vücutta toksinlerin birikmesi

Yaşın ilerlemesi

Stres

Aşırı spor aktiviteleri

Tek yönlü ya da sağlıksız beslenme

Yorgunluk

Uykusuzluk

Bazı kronik rahatsızlıklar

UV radyasyonu

Röntgen ışınları

Elektromanyetik frekans yayan cihazlar

GLUTATYON SEVİYESİ NASIL ARTIRILIR?

Kükürt içeren gıdaların tercih edilmesi glutatyon yapımını destekleyebilir. Soğan, sarımsak, lahana çeşitleri, brokoli, karnabahar, bakla, roka, ıspanak, bamya, hardal otu gibi gıdaların tüketimi glutatyon yapımını ve dolayısıyla vücutta glutatyon seviyesini artırabilir.

GLUTATYON HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?

Glutatyon seviyelerini arttırmaya yardımcı olan bir dizi besin bulunur.

Allium ailesi sebzeleri:

Sarımsak ve soğan gibi allium ailesinden gelen sebzeler, glutatyon üretimi için gerekli olan sistein adlı amino asidi içerir. Bu sebzeler aynı zamanda sülfür bileşikleri açısından zengindir ve toksinlerle savaşmada önemli bir rol oynarlar.

C vitamini içeren meyveler:

Portakal, greyfurt, çilek ve kivi gibi C vitamini açısından zengin meyveler vücudun glutatyon seviyelerini korumasına yardımcı olur. C vitamini ayrıca hücre hasarını önlemeye ve bağışıklık sistemini güçlendirmeye de yardım eder.

Selenyum açısından zengin besinler: Selenyum, glutatyon üretiminde kritik bir rol oynayan önemli bir mineraldir. Brezilya fıstığı, karaciğer, ton balığı ve sardalya gibi selenyum açısından zengin olan besinler tüketmek glutatyon seviyelerini desteklemeye yardımcı olabilir.

Sülfür içeren sebzeler:

Brokoli, karnabahar, lahana ve Brüksel lahanası gibi sülfür içeren sebzeler glutatyon üretimine katkıda bulunan amino asitleri sağlar. Ayrıca bu sebzelerde bulunan sülfür bileşikleri karaciğerdeki toksinleri azaltarak glutatyon seviyelerinin yükselmesine katkıda bulunur.

Yüksek kaliteli protein kaynakları:

Hindi, tavuk, balık ve yumurta gibi yüksek kaliteli protein kaynakları da glutatyon üretimi için gerekli amino asitleri sağlar. Özellikle balık ve yumurta beyazı gibi yiyeceklerde bulunan metiyonin adlı amino asit, glutatyon seviyelerini arttırır.

GLUTATYONUN FAYDALARI NELERDİR?

Oksidatif stresi azaltır:

Oksidatif stres, serbest radikallerin üretimi ile vücudun onlarla savaşma yeteneği arasında bir dengesizlik olduğunda ortaya çıkar. Çok yüksek seviyelerde oksidatif stres, birden fazla hastalığın habercisi olabilir. Bunlara diyabet, kanser ve romatoid artrit dahildir. Glutatyon, sırayla hastalığı azaltabilecek oksidatif stresin etkisini ortadan kaldırmaya yardımcı olur.

Karaciğer hastalığında hücre hasarını azaltır:

Karaciğerdeki hücre ölümü, glutatyon da dahil olmak üzere antioksidanların eksikliği ile şiddetlenebilir. Bu, hem alkolü kötüye kullananlarda hem de kullanmayanlarda yağlı karaciğer hastalığına yol açabilir. Glutatyonun, kronik yağlı karaciğer hastalığı olan bireylerin kanındaki protein, enzim ve bilirubin düzeylerini iyileştirdiği gösterilmiştir.

Yaşlı bireylerde insülin direncini artırır:

İnsanlar yaşlandıkça daha az glutatyon üretirler. Araştırmacılar yaşlı bireylerde kilo yönetimi ve insülin direncinde glutatyon rolünü keşfetmeye hayvan ve insan çalışmalarında bir arada kullanılmıştır. Çalışma bulguları, düşük glutatyon seviyelerinin daha az yağ yakma ve vücutta daha yüksek yağ depolama oranları ile ilişkili olduğunu gösterdi.

Kontrolsüz diyabetin etkisini azaltabilir:

Uzun süreli yüksek kan şekeri, azaltılmış miktarlarda glutatyon ile ilişkilidir. Bu, oksidatif strese ve doku hasarına yol açabilir. Bir çalışma , sistein ve glisin içeren diyet takviyesinin glutatyon seviyelerini artırdığını buldu. Ayrıca yüksek şeker seviyelerine rağmen kontrolsüz diyabetli kişilerde oksidatif stresi ve hasarı azalttı.

GLUTATYON NASIL KULLANILIR?

Vücut tarafından doğal olarak üretilmesine ek olarak, glutatyon intravenöz, topikal veya inhalan olarak verilebilir. Ayrıca kapsül ve sıvı formda oral bir takviye olarak da mevcuttur. Yine de glutatyonun bu şekilde alınması o kadar etkili olmayabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir